merakcocuk - Tüm çocuklar oyun oynar


 

Hoop (Uganda)

 

 

Hoop (Uganda)

 

Çember çevirme dünyanın her yerinde sadece çocuklar tarafından değil, yetişkinler tarafından da zevkle oynanır. Herhangi bir kuralı olmayan bu oyunu tek başınıza da rahatlıkla oynayabilirsiniz. Amaç, hoop adı verilen çemberi belinizin etrafında hiç yere düşürmeden çevirebilmektir.

 

Hoop adı verilen çember tüm oyuncakçılarda ve spor mağazalarında satıldığı gibi, eğer biraz becerikliyseniz kendi evinizde de kolaylıkla yapabileceğiniz bir alet. Ve Ugandalı çocuklar genellikle öyle yapıyorlar. İnce bir su borusu ya da benzer bir materyali belli bir uzunlukta kesen çocuklar bunun iki kesik ucunu birleştiriyor ve hoop adı verilen halkayı oluşturuyor. Ardından bu çemberin içine giriyor ve çemberi bellerinin seviyesinde yukarı kaldırıyorlar. Amaç vücudunuzu hareket ettirerek çemberi belinizin etrafında döndürmek ve kesinlikle yere düşürmemek. Genelde kendi sokaklarında ya da parklarında toplanan Ugandalı çocuklar ufak yarışmalar düzenliyorlar ve tabi ki çemberi en uzun süre döndürebilen çocuk bu yarışı kazanıyor.


 

 

Dame e cavalieri (İtalya)

 

 

Dame e cavalieri  (İtalya)

 

Ve işte tanıdık bir oyun daha. İtalyan çocukların kız erkek karışık oynadıkları Dame e cavalieri adlı oyun, bizim oynadığımız Benimle Dans Eder Misin’i o kadar andırıyor ki!

 

Bu oyun en az altı oyuncuyla oynanıyor. Oyuncuların kız ve erkek olarak eşit sayıda olması gerekiyor. Oyunun keyfini tam anlamıyla çıkarabilmek için tamamlanması gereken sayı ise 16. Kız ve erkek oyuncular yüzleri birbirine dönük olacak şekilde karşı karşıya dizilirler. Erkek oyuncular birer şövalyeyi temsil eder ve kızlar da prensesleri. Erkek oyuncular sırayla, istedikleri prensesin önüne gider ve kendisiyle dans etmesini teklif eder. Eğer prenses teklifi kabul ederse dizini yere değdirerek reverans yapar ve bu ikili bir çift olarak kenara ayrılır. Eğer prenses teklifi kabul etmezse şövalyeye yüzünü döner ve oyunun en komik anları bu tekliflerin değerlendirildiği anlardır. Her şövalyenin üç teklif hakkı vardır. Üç teklifinde de reddedilirse oyunu kaybeder. Çift olan oyuncular oyunun sonunda kız erkek karşılıklı olmak üzere yan yana dizilir ve ellerini havada birleştirir. Kaybeden oyuncular ceza olarak bu köprünün altından geçmek zorunda kalır.
 

 

Ayak Beyzbolu (Yunanistan)

 

 

Ayak Beyzbolu (Yunanistan)

 

Yunanistan’da çocukların oynadığı, özellikle Kalavrita bölgesinde çok popüler olan bir oyun var; Kickball. Aslında Amerikan filmlerinden çok iyi bildiğiniz, Amerikalı çocukların çok sevdiği beyzbola oldukça benziyor. Ancak arada ufak bir fark var. Bu oyun ayakla ve bir topla oynanıyor.

 

Bu oyunu oynayabilecek çocukların en az beş yaşında olması gerekiyor. Takımlar da beşer kişilik ekiplerden oluşuyor. Oyun açık bir arazide ve geniş bir alanda oynanıyor. Oyun sahası olarak belirlenen alanın dört köşesi kale oluyor. Takımlardan birinin oyuncuları bu dört köşeye diziliyor. Aynı takımın kaleci görevi göre oyuncusu da sahanın tam ortasında yer alıyor. Karşı takımın atıcı oyuncusu kalecinin karşısına geçiyor ve topa vurabildiği kadar hızlı vuruyor. Atıcı topa vurduktan sonra koşmaya başlıyor. Amacı dört kaleyi birden dolaşabilmek.

 

Kalecinin ise topu yakalaması ve en yakın kaledeki takım arkadaşına atması gerekiyor. Eğer bunu gerçekleştiremeden atıcı dört kaleyi birden geçebilmişse, atıcının takımı puan kazanıyor. Oyun, takımlardan biri kırk puan topladığı zaman sona eriyor.


 

Strega Comanda colore (İtalya)

 

 

Strega Comanda colore (İtalya)

 

İstop ülkemizde tüm çocuklar tarafından çok sevilen bir oyundur. Farklı versiyonları olsa da, Renkli İstop bu oyunun en sevilen versiyonlarından biridir. Amaç ebenin söylediği renkte bir nesneyi tutabilmektir. İtalyan çocukların oynadığı oyunlardan biri, Strega Comanda color da aynı bu oyuna benziyor. Tabi ki bir iki ufak farkla.

Bu oyunun İstop’tan en büyük fark ise topsuz oynanıyor olması. En az üç kişiyle oynanan bu oyunda da, bir tekerleme yardımıyla önce ebe seçiliyor. Ardından ebe yüksek sesle bir renk söylüyor ve oyuncular hepsi etrafta bu rengi bulup elleyebilmek için kaçmaya başlıyor.

 

Bu renk bir giysiye, bir eşyaya ya da doğadan herhangi bir şeye ait olabilir. Koşan çocukların bu renkte bir nesneye en kısa sürede dokunması gerekiyor. Eğer ebe çocuklardan birine, o çocuk bu renge dokumadan dokunursa ebe kurtuluyor ve diğer oyuncu ebe oluyor. Nasıl, Renkli İstop’a dediğimiz kadar benzemiyor mu?

 

 

Oile si lipul (Romanya)

 

 

Oile si lipul  (Romanya)

 

Romanyalı çocukların Oile si lipul adını verdikleri, Kurt ile Kuzu olarak çevirebileceğimiz keyifli bir oyun oynadıklarını biliyor muydunuz?

 

Oyun mümkün olduğunca kalabalık oynanıyor çünkü bu oyunu oynayabilmek için çocukların bir kuzu sürüsü oluşturması gerekiyor. Kuzuları oynayan çocuklar oyun alanının bir kenarına diziliyor. Sadece iki çocuğun bu sürüden ayrılması ve alanın diğer tarafına geçmesi gerekiyor. Çocuklardan biri çobanı diğeri ise kurdu canlandırıyor.

 

Çoban kuzulara sesleniyor ve haydi bakalım köye dönme vakti diyor. Kuzular ise yanıt veriyorlar ve korkuyoruz, kurt var gelemeyiz diyorlar. Çoban yanıtlıyor ve korkmayın kurt yok haydi gelin diyorlar. Kuzuları oynayan çocuklar çobana doğu ilerlemeye başlıyorlar ve kurt aralarına dalıyor. Amaç kurda yakalanmadan çobanın yanına ulaşabilmek. Eğer kuzulardan biri yakalanırsa roller değişiyor ve oyun yeniden başlıyor. İkinci tekrarda yakalanmış olan kuzu kurdu canlandırıyor.

 

 

Antoakyire

 

 

Antoakyire

 

Ülkemizin en sevilen çocuk oyunlarından biri olan Yağ Satarım bal Satarım oyununun, değişik versiyonlarla da olsa dünyanın pek çok farklı ülkesinde çocuklar tarafından çok sevilerek oynandığından sık sık bahsettik. Bu keyifli oyunun değişik bir versiyonunu Ganalı çocuklar da severek oynuyor. Ama dediğimiz gibi, ufak tefek farklarla.

 

Ganalı çocukların Antoakyire adını verdiği bu oyunun Gana’ya özel en ilginç kurallarından biri, sadece erkek çocuklar arasında oynanması. Genel olarak minumum 20 çocuğun oyuna dahil olması bekleniyor. Ancak bu sayının artması eğlencenin de artmasına neden oluyor. Oyunun ülkemizdekine kıyasla farklarından biri de, her çocuğun kendine özel bir kıyafeti elinde tutuyor olması.

 

Oyuna katılacak çocuklar geniş bir daire oluşturuyor ve yüzleri birbirine dönük olacak şekilde diziliyorlar. Çocuklardan biri ebe seçiliyor ve bu dairenin etrafında dolaşmaya başlıyor. Şarkılar söyleyen diğer oyuncular da ebeye sesleriyle eşlik ediyor. Ebe istediği bir çocuğu seçiyor ve elindeki kıyafeti o çocuğun sırtına bırakıyor. Seçilen oyuncunun yapması gereken bu kıyafeti eline almak ve kaçan ebenin peşinden koşarak onu yakalamaya çalışmak. Eğer ebe, diğer oyuncunun boş bıraktığı yere yakalanmadan ulaşırsa, ebeyi yakalayamayan çocuk ebe oluyor ve oyun bu şekilde devam ediyor.

 

Ne dersiniz? Yaş Satarım Bal Satarım’ın değişik bir versiyonu değil mi?

 

 

Loteria

 

 

Loteria

 

Tombala’yı kim sevmez ki? Özellikle yeni yıl gecelerinin en favori oyunlarından olan Tombala’nın Meksikalı çocuklar arasında Loteria adı verilen çok değişik bir versiyonu olduğunu biliyor muydunuz? Açıkçası Meksikalı çocukların oyunu bizim oynadığımızdan çok daha da eğitici.

 

 

Bu oyunu oynamak için hazırlanmış 20 kartlık bir deste var. Bu destedeki kartların her birinde, Meksika’da yaşayan bir kuş türünü ya da buna benzer bir canlı ya da nesne resmi var. Bu destenin yanı sıra, üzerinde bu kuşlardan altısının resminin yer aldığı kartlar da bulunuyor. Oyuncuların her biri, bizim tombala kartı çekmemiz gibi, bu kartlardan birini seçiyor ve önüne koyuyor. 20’lik desteyi tutan çocuk kartları iyice karıştırıyor ve desteden bir kart seçip, üzerindeki kuşun adını yüksek sesle okuyor. Eğer önünüzdeki kartta bu kuşun resmi varsa o resmi bir fasulye tanesiyle kapatıyorsunuz. Elindeki altı resimlik karttaki tüm resimleri en kısa sürede kapatabilen oyuncu oyunu kazanıyor. Bu oyunu bir çeşit resimli Tombala olarak tabir etsek sizce hata yapmış olur muyuz?


 

 

Ak Cholmok

 

 

Ak Cholmok

 

Kırgız çocukların akşamları hava karardıktan sonra severek oynadıkları bir oyun var; Ak Cholmok. Türkçesi Beyaz Çomak (Beyaz Sopa) anlamına geliyor.

 

Bu oyunu oynamak için oyuncu sayısının önemi yok ancak iki takım olması gerektiği için kalabalık olmak gerekiyor. İki takımın da bir ismi oluyor. Genellikle renkler isim olarak tercih ediliyor. Sarı takım, siyah takım gibi. Her iki takımın da birer adet beyaza boyanmış sopası oluyor.

 

Geniş bir arazide ve açık havada oynana bu oyunda, iki takım da birer lider seçiyor. Takımlar karşı karşıya diziliyorlar ve liderler ellerindeki sopayı diğer takımın arkasına doğru olabildiğince uzağa fırlatıyor. Sopalar yere düştükten sonra takımlar dağılıyor ve her takım kendi sopasını arıyor. Sopayı ilk bulan oyuncu yüksek sesle takımının adını söylüyor ve bu takım bir puan kazanıyor. Oyun aralıksız olarak böyle devam ediyor ve ilk olarak 10 puanı toplayan takım oyunu kazanmış oluyor.

 

 

Ugroiskola (Macaristan)

 

 

Ugroiskola (Macaristan)

 

İşte size çok yakından tanıdığınız bir oyun örneği daha. Macar çocukların Ugroiskola adını verdikleri bu oyun, hepinizin oynadığına emin olduğumuz Sek Sek oyunun aynısı.

 

Bu oyunda da çocuklar yere, 1’den 8’e kadar numaralandırılmış bir Sek Sek çiziyor. Ancak iki numaranın yerine birer X işareti konuyor ve bu bölgelere cehennem adı veriliyor. Oyuncular her ne yaparsa yapsın, asla ellerindeki taşı bu alana atmamalı ve asla bu alanın içine basmamalı.

 

Her oyuncu ilk olarak 1 numaralı bölmeye taşını atıyor ve bunun üstünden zıplayıp tek ayağı ile iki numaralı bölmeye geçerek oyuna başlıyor. Tek ayağı üzerinde sırayla tüm haneleri gezen oyuncu en sonunda geri dönüyor ve 1 numarada duran taşını alarak dışarı zıplıyor. Bu esnada asla ikinci ayağını yere koymamalı ve asla X işaretli bölmelere basmamalı. 5 nolu haneye ulaşan oyuncu ilk zıplayışta iki ayağını kullanma hakkı kazanıyor. Yanan oyuncu kenara çekiliyor ve bir diğeri onun yerini alıyor. Ve oyunculardan biri tüm haneleri tamamlayana kadar oyun devam ediyor.

 

 

Jogo do lencinho (Polonya)

 

 

Jogo do lencinho (Polonya)

 

Ülkemizin en popüler çocuk oyunlarından birinin Yağ Satarım Bal Satarım olduğu konusunda hemfikir miyiz? Aranızda bu oyunu hiç oynamamış herhangi bir çocuk var mı? Herhalde yoktur. Muhtemelen Polonya’da da yok. Çünkü bu oyunun birebir aynısı Polonyalı çocuklar arasında da oynanıyor ve oldukça da seviliyor.

 

Oyunun kuralları ülkemizdeki oyunun kurallarıyla aynı. Tüm çocuklar bir halka oluşturup yere çömeliyor. Bir ebe seçiliyor. Ebe bu halkanın etrafında dolaşmaya başlarken, çocuklar da hep bir ağızdan el çırparak şarkı söylüyor. Ebe istediği bir çocuğun omzuna dokunursa büyük bir kovalamaca başlıyor. Ebe halkanın etrafında bir tur atmadan önce, omzuna dokunulan çocuğun ebeyi yakalaması gerekiyor. Eğer ebe daha hızlı davranır ve kendisini yakalamak için koşmaya başlayan çocuktan boşalan yere çömelirse, diğer çocuk ebe oluyor ve oyun yeniden başlıyor.


 

 

Büyükanne Uyuyor (Yunanistan)

 

 

Büyükanne Uyuyor  (Yunanistan)

 

Büyükanne Uyuyor Yunanistan’da çocuklar arasında oynanan oldukça popüler bir oyun. Aslında bizim bildiğimiz Saklambaç’ı andırıyor ancak çok daha farklı bir şekilde oynanıyor.

 

En az üç çocuğun katılımıyla oynanan bu oyunda çocuklardan biri büyükanne rolünü üstleniyor ve diğer çocuklara eğlenceli bir hikaye anlatmaya başlıyor. Ancak büyükanne oldukça yaşlı ve tam hikayenin en eğlenceli yerinde uykuya dalıyor. Ve diğer çocuklar telaş içinde koşturup herhangi bir yere saklanmaya çalışıyorlar. Daha sonra esneye esneye uykusundan uyanan büyükanne kayıp çocukları aramaya başlıyor. Yerini ilk bulduğu çocuk yeni büyükanne rolünü üstleniyor ve oyun böyle devam ediyor.

 

 

Ugroiskola

 

 

Ugroiskola

 

Dünyanın hemen her köşesinde çocuklar Sek Sek oynar. Genel olarak bu oyunun hemen her yerde kuralları birbirine benziyor olsa da, arada bir değişik versiyonların da oynandığını söyleyebiliriz. Tıpkı Macar çocukların oynadığı Ugroiskola gibi.

 

Bu oyun için öncelikli olarak yandaki gibi, salyangoz biçimli bir Sek Sek çiziliyor. Salyangoz görünümlü bu dairenin içi karelere bölünüyor ve her kareye 1’den başlayarak numara veriliyor. Burada önemli olan numara sayısı değil, sizin oyunu ne kadar uzun oynamak istediğiniz. Dolayısıyla istediğiniz sayıya kadar numaralandırabilir ve karelerin sayısını arttırabilirsiniz.

 

Her oyuncunun elinde bir taş oluyor ve oyun sırayla oynanıyor. İlk oyuncu elindeki taşı bir kareye atıyor ve bu kare onun kalesi oluyor. Oyun boyunca başka bir oyuncunun diğerinin kalesine basması yasak. Daha sonra oyuncu tek ayak üzerinde zıplayarak tüm kareleri dolaşmaya başlıyor. Eğer karenin tam ortasına, rakamın yazdığı yere sıçrayabilirse, ikinci ayağını yere koymasına ve dinlenmesine izin var. Ancak bunu başaramazsa, tüm kareleri tek tek ve tek ayak üzerinde zıplayarak dolaşmak zorunda. Sadece kendi kalesine geldiğinde iki ayağını yere basmasına izin var diğer oyuncuların kalelerine basması da kesinlikle yasak.

 

Eğer oyuncu dengesini yitirir ve iki ayağını birden yere basarsa, yahut bir diğer oyuncunun kalesine girerse yanıyor ve oyun sırası bir diğer oyuncuya geçiyor. İlginç bir Sek Sek yorumu öyle değil mi?

 

 

Karuta (Japonya)

 

 

Karuta (Japonya)

 

Karuta adlı oldukça ilginç bir Japon oyununu çok seveceğinize eminiz. Hatta böyle bir oyunun neden Türkçesi olmadığına da hayıflanabilirsiniz.

 

48 kart ile oynanan bu oyunda kartlar bildiğiniz iskambil kartlarına benziyor. 48 kartın bir tarafında bir yazı, diğer tarafında ise bir resim var. Kartlar ikiye ayrılıyor ve yarısı masanın üstüne seriliyor. Diğer yarısı ise ters çevrilip kapatılıyor. Oyuncular sırayla ters kapatılmış kartlardan bir tane seçiyor ve üzerinde yazan atasözünü yüksek sesle okuyor. Diğer oyuncular ise yerdeki resimli kartlardan hangisinin bu atasözünü anlattığını bulmaya çalışıyor.

 

Kartı ilk bulan çocuk kartın sahibi oluyor. Oyunun sonunda en çok kart toplamış çocuk ise oyunun galibi oluyor. Ne dersiniz, son derece öğretici ve hiç sıkıcı olmayan bir yer değil mi?

 

 

Mantilaki (Yunanistan)

 

 

Mantilaki (Yunanistan)

 

Her gün okulda, sokakta oynadığınız oyunlar sadece bizim ülkemize özgü mü zannediyorsunuz demiştik? Hatta İspanyol çocukların oynadığı Bandiera (Bayrak Kapmaca) adlı oyunun bizim ülkemizdeki Mendil Kapmaca’nın aynısı olduğunu söylemiştik. Bu oyunun bir kopyası Yunanistan’da da oynanıyor. Mantilaki adı verilen Mendil Kapmaca oyunun kuralları ise ülkemizdeki ve İspanya’daki oyunla aynı.

 

Bu oyun en az üç kişinin katılımıyla oynanıyor ama gerçekten eğlencenin keyfine varmak istiyorsanız on beş oyuncunun katılması gerekiyor. Eğer oyun on beş kişi ile oynanıyorsa iki takım oluşturuluyor. Her takımda yedişer oyuncu yer alıyor ve her oyuncuya birden yediye kadar bir numara veriliyor. On beşinci kişi ise mendil tutan kişi olarak ayrılıyor. Oyunun kuralları ise çok basit.

 

Takımlar düz bir çizgi üzerinde durmak üzere belirlenen mesafede karşı karşıya diziliyorlar. Numarası aynı olan oyuncuların, yüzleri birbirine dönük şekilde karşı karşıya durması gerekiyor. Medili tutan kişi ise iki takımın tam ortasında yerini alıyor. Daha sonra medili tutan oyuncu birden yediye kadar herhangi bir numara söylüyor. Eğer beş der ise, iki takımın da beş numaralı oyuncuları medili kapabilmek için koşmaya başlıyor ve mendili ilk kapan puanı alıyor. Ve oyun her takımın yedi oyuncusu da bayrak kapmak için yarıştıktan sonra sona eriyor. Ve tabi ki oyunu, en çok medili kapmış olan takım kazanıyor. Ne dersiniz, haksız mıyız? Aynı bizim oynadığımız Mendil Kapmaca’nın aynısı değil mi?

 

 

Nascondino (İtalya)

 

 

Nascondino (İtalya)

 

Yoksa siz dünyadaki bütün çocukların saklambaç oynadığına inanmıyor musunuz? İşte size İtalya’dan bir örnek; Nascondino.

 

 

Oldukça popüler bir çocuk oyunu olan Nascondino en az 3 kişiyle oynanır. Oyunculardan biri ebe seçilir. Ebe olan çocuk bir duvara gözlerini kapatıp başını dayar ve belirlenen bir rakamda sayar. Genellikle birden ona kadar sayılır. Bu süre zarfında diğer oyuncuların saklanması gerekmektedir. Ebe sayı saymayı bitirdikten sonra gözlerini açar ve saklanan çocukları aramaya başlar. Ebe saklanan bir çocuğu bulduğunda ikisi de ebenin sayı saydığı duvara doğru koşmaya başlarlar. Eğer duvara ilk ebe dokunursa saklanan çocuk ebe olur ve oyun yeniden başlar. Evet, hepimizin çok iyi bildiği saklambaç değil mi bu?

 

 

Kedi Fare (Litvanya)

 

 

Kedi Fare (Litvanya)

 

Evet, her ne kadar farklı ülkelerde yaşıyor ve farklı dilleri konuşuyor olsak da, aslında tüm dünya çocukları aynı dili konuşuyor. Baksanıza, oynadığımız tüm oyunlar neredeyse hemen hemen aynı.

 

Litvanyalı çocukların Kedi Fare adını verdikleri bu oyun da aslında bir çeşit ebelemece. Oyuncu sayısının önemli olmadığı bu oyunda oyunculardan biri ebe, yani Kedi seçiliyor. Dolayısıyla diğer tüm oyuncular da Fare rolünü üstleniyor. Kedi önceden belirlenmiş bir sayıya kadar sayıyor ve Fareler bu süre içinde uygun mesafede Kediden uzaklaşıyor. Sayı sayma bitince oyun başlıyor ve Kedi Farelerden birini yakalamaya çalışıyor. Tabi ki yakalanan Fare Kedi rolünü üstlenmek zorunda kalıyor ve oyun yeniden başlıyor.

 

 

Bandiera (İspanya)

 

 

Bandiera  (İspanya)

 

Her gün okulda, sokakta oynadığınız oyunlar sadece bizim ülkemize özgü mü zannediyorsunuz? Öyle ise gerçekten çok yanılıyorsunuz. İspanyol çocuklar arasında oldukça popüler olan Bandiera diye bir oyun var ki, aslında bildiğiniz Bayrak Kapmaca.

 

Bu oyun en az üç kişinin katılımıyla oynanıyor ama gerçekten eğlencenin keyfine varmak istiyorsanız on beş oyuncunun katılması gerekiyor. Eğer oyun on beş kişi ile oynanıyorsa iki takım oluşturuluyor. Her takımda yedişer oyuncu yer alıyor ve her oyuncuya birden yediye kadar bir numara veriliyor. On beşinci kişi ise bayrak tutan kişi olarak ayrılıyor. Oyunun kuralları ise çok basit.

 

Takımlar düz bir çizgi üzerinde durmak üzere belirlenen mesafede karşı karşıya diziliyorlar. Numarası aynı olan oyuncuların, yüzleri birbirine dönük şekilde karşı karşıya durması gerekiyor. Bayrağı tutan kişi ise iki takımın tam ortasında yerini alıyor. Daha sonra bayrağı tutan oyuncu birden yediye kadar herhangi bir numara söylüyor. Eğer beş der ise, iki takımın da beş numaralı oyuncuları bayrağı kapabilmek için koşmaya başlıyor ve bayrağı ilk kapan puanı alıyor. Ve oyun her takımın yedi oyuncusu da bayrak kapmak için yarıştıktan sonra sona eriyor. Ve tabi ki oyunu, en çok bayrağı kapmış olan takım kazanıyor. Ne dersiniz, haksız mıyız? Aynı bizim oynadığımız Bayrak Kapmaca’ya benzemiyor mu?

 

 

Tarile (Romanya)

 

 

Tarile (Romanya)

 

Dünyanın her köşesinde en değerli oyun malzemelerinden birinin top olduğu konusunda bizimle aynı fikirde misiniz? Bütün çocuklar topla birbirinden yaratıcı oyunlar üretirler. Bu oyunlar içinde en popüler olanlardan biri ise İstop. Evet, bildiğiniz İstop!

 

Romanyalı çocukların Tarile adını verdikleri ve çok sevdikleri bir oyun var. Az sonra kurallarını açıkladığımızda, bizim oynadığımız İstop’a ne kadar benzediğini hemen fark edeceksiniz.

 

Bu oyunda katılımcı sayısının önemi yok. Ancak oyunu oynayan çocuklar ne kadar kalabalık olursa oyun o kadar eğlenceli oluyor. Önce bir tekerleme vasıtasıyla ebe oyuncu seçiliyor. Ebe topu eline alıyor ve oyunu oynayan çocuklardan birinin adını seslenerek topu havaya fırlatıyor. Adı söylenen çocuk top yere düşmeden onu yakalamak zorunda. Eğer topu düşürürse oyundan atılıyor. Fakat topu yakalayabilirse o da bir başka oyuncunun adını söyleyip topu havaya atıyor. Bildiğiniz İstop’un aynısı değil mi?

 

Bugün 1 ziyaretçi (2 klik) kişi burdaydı!

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol